E-Ticaret pandeminin de etkisi ile ticaret yapan herkesin gündeminde. Bir e-ticaret sitesi kurmak isteyenleri ise bir çok yeni terim ile karşılaşıyor; Site İnşası, SEO, Content, Organik Sonuçlar, Google Search reklamları, AdSense, Re Marketing, Reel Marketing, Alexa… liste uzayıp gidiyor.
Babadan, oğula yıllardır ticaret yapan esnafların e-ticaret ile imtihanı da tam bu noktada başlıyor. Bugüne kadar kapıdan satış yapmış, mahallenin ayakkabıcısı, butiği, mandırası tüm bu terimleri öğrenip de nasıl e-ticaret yapacak büyük muamma. Bir de işin içine “adamlar site kurmuş deli para kazanmış” gibi dedikodular girince, bunun çok kolay ve ucuz olduğu algısı oluşmakta.
İşte bu yazımda bu muğlaklığa biraz ışık tutmak istedim.
Esasında e-ticaret sistemi yukarıdaki terimlerin karmaşasında kaybolunacak kadar karmaşık bir yapı değil. E-ticareti şöyle düşünmek gerek; nasıl ki bir mağaza açacak olduğumuzda mağazayı tutuyoruz, dekorunu raflarını yaptırıyoruz, her gün kepengini açıp kapının önünü süpürüyor, rafları düzenliyor paspas çekiyor ve vitrinimizi düzeltiyorsak e-ticaret yapısı da bu kadar ilgi istiyor. Esnafların hepsi bilir ki tüm bunları yapmış olsak da bazen yetmez, reklam yapmanız, el ilanı bastırmanız, kampanyalar yapmak gereklidir.
E-ticaret için kendini bu konuda kanıtlamış hazır yapı satan birçok firma var. Bunlardan birini seçip, kurulum ve nasıl kullanacağını ile ilgili, yanınıza gelip size anlatabilecek bir reklam ajansından destek almalısınız. Bu noktada önce reklam ajansını bulup, onun yönlendirmesi ile siteyi almanız daha doğru olacaktır. Hazır sistemlerin içindeki şablon tasarımlar ilk etapta işinizi görecektir, özel bir tasarım veya yazılım için ek bütçe harcamanıza gerek yok.
Sitenizin kurulumu ile beraber tüm ürünlerinizin fotoğraflarını hazırlamanız gerekli. Fotoğrafların, beyaz zeminde sadece ürünün görüneceği netlikte olması tercih edilmelidir.
Fotoğraflar ile beraber ürünlerin özelliklerini de satır satır yazmalısınız. Dükkanınıza gelen bir müşteriye ürünü satarken ne diyorsanız, aynı samimiyet ile söylemlerinizi yazıya dökmelisiniz.
Tüm fotoğraf ve yazıları destek aldığınız reklam ajansına teslim edip site içeriğinin yüklenmesini sağlamalısınız. Bu arada sizde kredi kartı başvurusu ve kargo anlaşmalarınızı yapabilirsiniz. Kredi kartı için artık bankalar ile uğraşmanıza gerek yok. Aldığınız web sitesinin anlaşmalı olduğu bir sanal post firması ile bu işlemi bir gün içinde halledebilirsiniz.
Ürünleriniz tekstil gibi stok takip etmeniz, biten ürünü satmamanız gereken bir sektörde ise stok takibi yapacağınız bir program ile de entegre etmeniz gerekli. Stok takibi yapın veya yapmayın e-fatura sistemini entegre etmeniz işinizi kolaylaştıracaktır. Bu noktada bulut muhasebe programlarından biri ile anlaşarak hızlı ve kolay bir şekilde entegrasyonu sağlayabilirsiniz.
Ürün fotoğraf ve bilgileri girilmiş, kart ve kargo bağlantılar yapılmış ve e-fatura entegrasyonu tamam ise siteniz artık satışa hazır. Fakat bunu bi siz birde sevenleriniz biliyor Bu nedenle reklam yapmanız, kampanyalar üretmeniz gerekli.
Bir de tabii Hepsiburada, Gittigidiyor, Trendyol, N11 gibi pazaryerleri var. Her ne kadar aldıkları komisyonlardan şikâyet ediliyor olsa da günü sonunda harcayacağınız reklam bütçesi ile komisyon oranları ortalama aynı olmakta. Bu nedenle sadece pazaryerlerinde satış yapan firmalarda mevcut. Satışı kendi sitenizden yapmak istiyor olsanız dahi pazaryerlerinde olmanızda fayda var. Pazaryerleri için fiyatlarınızı biraz yükseltmenizde bir sakınca yok. Alınan komisyon oranlarına göre bir fiyat politikası takip edebilirsiniz.
Kuralları doğru oynayıp yapılması gerekenleri hakkı ile yerine getirdiklerinde, babadan oğula yıllardır ticaret yapan esnaflarımız e-ticaretin en başarılı kişileri olacağından eminim. İşte o zaman yabancı olduğunuz terimlerin hiçbir ehemmiyeti kalmayacaktır.