Herkese Merhabalar,
Çevrenizden çoğu zaman ne yapacağınız veya ne yapmamanız gerektiğiyle ilgili söylemler duymuşluğunuz olmuştur. Konu fark etmeksizin herkesin her şey hakkında bir fikri, bilgisi vardır ve herkesin bilgisi, yaşanmışlığı en doğrusudur. Acaba gerçekten öyle mi? Sonuçta herkes kendi hikayesinin kahramanı değil miydi?
Bazı insanlar var ki ne yazık ki nerede ne konuşması gerektiğinin farkında değillerdir. Mesela lohusa bir annenin maruz kaldığı ihtiyacı dışındaki söylemleri aklımıza getirelim. Evinin kirli, dağınık olduğu, kendini toparlaması gerektiği gibi toplumsal beklentiler/ yükler, kadının artık bir birey olarak anılmasından ziyade “anne” yada ”evinin kadını” gibi sadece bir sosyal rolü olduğu konusundaki yanlış inanış ne yazık ki bir süre sonra lohusa anneyi bazı ruhsal sıkıntılara itebilir. Aynı durum toplumumuzdaki erkekler için de geçerlidir. Toplumun erkekten beklentileri arasında çok çalışmaları gerektiği çünkü ailelerini geçindirebilmek için çok paralı olmalarının gerektiği, düzenli bir işinin olması gerektiği, askerlikleri, evlilikleri, duygusal ve fiziksel açıdan güçlü olmaları gerektiği vs. yükleri mevcuttur. Bir erkek duygusallığını belli ettiği zaman hemen hoş olmayan kelimelerle damgalanıyor. Bu durumların da yine kişide bazı duygularını bastırmak gibi sonuçları olabiliyor. Oysaki hepimizin anne olmak, evlat olmak, arkadaş olmak, öğrenci olmak, baba olmak, kardeş olmak, çalışan olmak, eş olmak, abla-abi olmak gibi birçok sosyal rolleri vardır. Ya da bireysel farklılıkları gözetmeksizin sanki her çocuk aynıymışçasına anneye verilen akıllar, bekar kişilere yapılan evlilik baskısı, yeni evlilere çocuk yapmaları konusundaki düşüncesizce verilen akıllar, özel hayatınızla ilgili fikirlerini sormadığınız halde yapılan yorumlar gibi birçok örnek mevcuttur. Buradaki temel nokta sizin onlara fikirlerinizi sormadığınız, yardım istemediğiniz, akıl danışmadığınız halde bu kişilerin size akıl vermeleri, yargılamaları, olumsuz söylemleri, yıkıcı eleştirileri ve baskılarıdır.
Eğer böyle insanlara maruz kalıyorsanız dikkatli olmanızda fayda var. Bu insanların davranış ve söylemlerine maruz kalmak bir süre sonra enerjinizi aşağı çekerek, motivasyonunuzu düşürecek ve sonunda sizi mutsuz edeceklerdir. Biz bu insanlara toksik insanlar diyoruz. Toksik insanlar karşısındaki kişi için adeta bir stresörlerdir. Strese maruz kalmış olmanın etkileri saymakla bitmeyecek kadar fazladır. Kalp- damar hastalıklarından unutkanlığa, kas gerginliğinden deri hastalıklarına, gastrointestinal (huzursuz bağırsak sendromu, ülser, reflü gibi) bozukluklardan depresyona kadar çok geniş bedensel ve ruhsal etkileri olan bir durumdur.
Ne yapalım?
Eğer hayatınızda böyle kişiler varsa aranıza mesafe koymak sizin yararınıza olacaktır. Bazen bu kişiler en yakınınızdaki insanlar hatta aileniz bile olabilir. Unutmayalım ki hepimiz farklı bireyleriz ve eğer size zarar veren bir durum varsa aradaki ilişkiye zarar vermemek adına mesafe koymak taraflar için daha sağlıklı olacaktır.
Kendi sınırlarınızı net bir şekilde belirleyin ve sınır ihlalleri konusunda hassas olun. Toksik insanlar genellikle sınırlarınızı ihlal etmek için sizi zorlarlar. Sınır konusunda esnek olursanız karşınızdaki kişinin size nasıl davranması gerektiğiyle ilgili soru işaretleri olacak ve bocalamasına yol açacak dolayısıyla da sınırlarınız ihlal edilmiş olacaktır.
-Düşüncelerinizi ve duygularınızı net bir şekilde ifade edin. Yapmak veya duymak istemediğiniz şeyleri açıkça belirtin. Bazen kişiler içinden hayır dese de dışından evet derler. Hayır dediklerinde reddedileceklerini, sevilmeyeceklerini, ayıplanacaklarını vs. düşünüp her ne kadar istemeseler de istenen şeyleri yaparlarsa onaylanacaklarını düşünebilirler. Bu durum ilerleyen zamanlarda ruhsal ve hatta bedensel sıkıntılara yol açabilir. Birey eğer hayır diyememe durumunun üstesinden gelemiyorsa bu konuda uzman yardımı alması faydalı olacaktır.
Son olarak kendi hayatınızla ilgili söz sahibi olan biri varsa o da sizsiniz. Herkes elbette kendisi için en doğrusunu hisseder, bilir. Herhangi bir konu hakkında arada kaldıysanız güvendiğiniz birine fikrini sorup yol göstermesini isteyebilirsiniz ama kararı en nihayetinde kendinizin vereceğini unutmayın. Hayatınızın kontrolünü kendi elinize alın. Yine de arada kaldığınız konu hakkında net bir sonuca varamadıysanız bir kağıda durumun olumlu ve olumsuz yönlerini yazıp karar vermeniz faydalı olacaktır.
Sağlıkla kalın.